دکتر توحید ملک زاده دیلمقانی

وب سایت رسمی
بایگانی

Lozan antlaşması ve İran: Bir Nesturi soykırımı iddiası

جمعه, ۹ بهمن ۱۳۹۴، ۰۳:۰۴ ق.ظ

Özet: Birnci dünya savaşı esnasında Osmanlı ordusu Rus ordusuna muteakip İran'ın kuzeybatısına ( Azerbaycan eyaleti) girdi ve bu nedenle Azerbaycan halkı istemeyerek savaşa girdi. 1915 ten 1919 a kadar bu bölge iki zıt gücün savaş meydanı oldu. Bir tarafta Osmanlı ve yerli Türk ehali karşı tarfta ise Nesturiler ; Ermeniler ve Rus ordusu. Bu bölgede Rus güçlerinin etkin olması nedenile hırıstıyan güçler etkin olan müslümanları soykırıma üğratmışlar. Savaş biter bitmez Osmanlı güçlerinin yardımıyla Ermeni- Nesturi güçleri bölgeyi terk etme mecburiyetinde kalmışlar. Bölgeyi terk edenler Ağa petros başçılığında şimdiki Irak'a gitmiş daha sonra İran'ın kuzey batısı ve Türkiye'nin doğu bölgesinden oluşan bir hayali memleketin kurulma taslağıyla Lozan konferansına muracaat etmişler.

 

Lausanne Treaty and İran: A claim of Nestorian genocide

Abstract: The Ottoman army during First World War after Russian military was entered the northwest of İran (Azerbaijan province) and Azerbaijan went to war reluctantly. From 1915 until 1919, this region was a battlefield of two opposing powers. On the one hand against the Ottoman Empire and the Turkish domestic and the other hand Nestorians, Armenians and the Russian army. Christian forces in this region was found effective in the Russian forces to be enabled Muslims exterminated . With the help of the Ottoman forces, the forces of the Armenian-Nestorian end the war as soon as they had to leave the area. Those who went to Iraq on the Lausanne conference try to establish a country in NW İran and west of Turkey.

 

 

 

 

Başlangıç:

1-    Azerbaycan bölgesi birinci dünya savaşı esnasında

Birinci dünya savaşı beşeriyet tarihinde dönüm noktalarından sayılmaktadır. Bu aşamada bir çok eski sistemler aradan kalkıp yeni sistemler kurulmaya başlandı. Büyük imparatorluklar da bu aşamada ortadan çıkarak ulus devletler kuruldu. İran özellikle onun kuzeybatısında yerleşen Azerbaycan eyaleti savaş alanlarından uzakta olduğuna rağmen stratejik olduğuna göre bölgede etkin olan Rus ve Osmanlı devletlerinin rekabet alanına çevirildi. Bu savaşta Azerbaycan ahalisinin çoğunluğunu teşkil eden Azerbaycan Türkleri Osmanlı yanlısı ve azınlıkta olan Ermeni ve Nesturi hırıstıyanlar ise Rus yanlısı oldular. Hırıstıyanların bu konuma girmelerinde Amerika ve Avropalı misyonerlerin rolu çok önemliydi. Birnci dünya savaşında bölge hırıstıyanları tarihi görevlerine yani müslüman yurttaşlarının aleyhinde olma işlemelerini yerine getirdiler. 1910 dan itibaren 1. Dünya savaşına kadar Azerbaycan Rusların işgalı altındaydı. 1915 den itibaren osmanlıyla Rusların savşları gergin duruma geldikten sonra Osmanlılar da Azerbaycan'a girerek Ruslarla savaşa girdiler ve sonuç olarak Azerbaycan istemeyerek savaşa girdi. 1916 ilk baharında Osmanlıların Azerbaycan'ı Ruslar elinden çıkarma çabaları Dilman muharebesinde sonuç vermedi ve Osmanlıların yenilmesile Azerbaycan'ın tümü Rusların eline geçti. Osmanlı arazisinden İran topraklarına sığınan Nesturiler Rusların yardımıyla silahlandırılıp yerli müslüman Türk halkına karşı kışkırtıldı. 22 şubat 1918 Urmiye üç günlük bir katliamdan sonra Nesturilerin eline geçti ve halk Nesturilere teslim oldu.  Nesturiler Salmas'ı da ele geçirmek istediler lakin 16 Mart 1918 de Nesturilerin manevi lideri Marşimon simko elile öldürüldü. Şubattan Temmuza kadar bölgede yapılan katliamdan yaklaşık 100 bin Azerbaycanlı kişi öldürüldü. Bu eylemlere karşın Osmanlılar Azerbaycanlıları Ermeni ve Nesturilerden kurtarmak amacıyla İran'a taraf yöneldiler. Osmanlı ordusunun karşısında dayanamayan Hırıstıyanlar İngilizlerin yardımıyla Salmas ve Urmiye'yi terk edip İngilizlerin işgali altında olan Irak'a taraf kaçtılar. İngilizliler onları gelecek plnlarında kullanmak için Bağdat'ın kuzeyinde Bakuba kentinde yerleştirdiler[2].

 

2- Paris sülh konferansı

1. Dünya savaşı bittikten sonra mağlup ülkelerin yönetimi için bir kaç önemli konferans tertiplendi. Bu konferansların biri paris'te gerçekleşecekti. Savaş esnasında İran'ın Avropadaki büyük elçileri bir kaç raporla bu gibi konferansların tertipleneceği yönünde haberler verdiler[3]. Paris'teki İran sefiri de bir raporda İran'ın kuzeyinde bulunan Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcüstan ülkelerin sınırlarının belli olacağı zamanlarda İran'ın da bir temsilcisi olacağını daoğal oalrak karşılamıştı[4]. Ama İran'ın bu konferansa katılmasınıa İngilizliler karşıydı[5]. karşı olma nedenlerinden birisi belki İran delegeseindeki İngiliz siyaseti karşıtlarının bulunması söylenebilmektedir[6]. İran delegeleri dış işler bakanı moşaverolmemalik, İngiliz karşıtı tanınan  moinolvozera ; Ahmet şahın eski özel öğretmeni zokaolmolk ten ibaret idi. İngilizlilerce bu delege tümüyle ingizli karşıtı olarak algılanırdı. Ayrıca İngilizliler tarafinden  İran'da başka güçlerin parmak yeri bulmamamaları istenilirdi ki İran delegelerinin Paris'e gelmelerile İran işleri yani İranı sömürmesi İngilizlilerin ellerinden çıkacaktı[7]. İran heyeti 17 Aralık 1918 de Paris'e taraf hareket edip 23 ocak 1919 da paris'e vardı. Ayrıca Nesturiler tarafinden de iki heyet paris'e gönderildi. Birincisi Amerika'ya okuma için gidenlerden başkası Petros başkanlığında Anadolu ve Azerbaycan'dan kaçan Nesturiler heyeti[8]. İran delegesi Paris'e varar varmaz bir bildir hazırlayarak kendi isteklerini şöyle özetledi:

 1- İran'ın siyasi bağımsızlığının korunması

2- savaşlar sonucu Ruslar ve Osmanlılara verilen arazinin geri dönemsi

3- savaş sonucu maddi zarara uğramalarının karşılanması

İran devleti bu istekleri özellikle toprakların iadesi konusunda Fransa'nın yardımına göz dikmişti[9] fakat Fransa bu isteklere sıcak bakmadı ve tamamile redd etti[10]. Ayrıca İran bu savaşa resmen katılmadığı için konferansa dahil edilmedi ama kafkaslar konusunda konferansta tartışılacağı durumda İran'ın da alınabileceğine karar verildi[11]. Bu konferansa Nesturiler de giremedi ve onların istedikleri toprak payı da sıcak karşılanmadı ama Nesturi delegasyonu ayrı ayrı isteklerin şöyle bildirdiler:

İlk başta muhtariyet daha sonra tam bağımsızlık. Bu ülke sınırları : Musul; Diyarbakırdan Van gölü kuzeyine kadar; İran Azerbaycan'nın batı bölgesi; Urmiye ve Salmas kentleri[12].

 Bu istek hem İran hem de Türkiye tarafinden kesinlikle redd edildi[13].

İran içinde konferanslarda olup bitenler merakla izlenirdi. Aydınlar ve özellikle Urmiye ve batı Azerbaycan'da yaşayan halk Nesturilerin eylemlerini endişe ve tediginlikle izliyorlardı[14]. Bu arada Ermeniler Ermenistan konusunda da çaba sarf ediyor hayali ülke konusunda tartışmalar olurdu. Ermenilerin fikrince büyük Ermenistan İran Azerbaycan'ı; şimdiki Ermenistan ve Doğu Anadolu'da ABD himayesi altında kurulmalıydı[15]. Bu özel konuda İran yararını Osmanlıya destekte gördü ve miletler teşkilatının kurulma arefesinde Anadolu konusu tartışılılırken Müslüman halkı çoğunlukta olan arazı Türkiye'ye verilsin diye bir öneride bulundu ki bu öneri yunanlıları bir hayli kızdırdı[16].

3       Lozan konferansı

Bu konferansta da İran içeriye alınmadı lakin Ermeniler ve Nesturiler kendi amaçları doğrultusunda çabalarını arttırmışlardı. Bu konferansa katılmak isteyen Nesturilerin bildirilerinde  gine Azerbaycan'ın batı bölgesi Nesturi toprağı olarak bildirilmiştir[17]. Nesturilerin talepleri Ermenilerin isteklerile birge İngilizlerin delegesi tarafından Lord Korzon'un hitabesinde 12 Aralık 1922 de resmen ortaya konuldu. İngilizliler defalarca Nesturilerden haklı olarak küçük müttefiğimiz olarak konuşmuştur. Bu meseleye de tekrar defalarca Türkiye heyeti karşı çıkıp Türkiye arazisinin bölünmez olduğunu vurgulurdu.

Nesturiler daha önce taleplerini remsen kasım 1922 'de Lord Korzon'a bildirmişlerdi. Bu mektuba ek olarak belgelerle Nersturilerin nasıl savaşa girdikleri ve bir kaç önemli şahıslardan alınan tasdiknameler ABD delegesine verilmiştir. İngilizlerin ısrarıyla konu 13 Aralık 1923 toplantısına sevk edildi ve nihayet tolantıda azınlık kavramının hukuksal tanımı tespit edildi. Türkiye'nin çabaları esasında İngilizlerle ilişkisi iyi olan Nesturilerin talepleri konferansta redd edilip küçük mütefiğimiz adı altında toplanan Nesturilerin durumu kötüye uğradı. Bu durumu anlayan Petros İngilizlerden el yüzerek birbaşa Türkiye'yle muzakereye girmek istedi. 6 ocak 1923 te İngilizlerin konuşmasında Ermeni ve Nesturilerin kötü durumlarından bahis ederken  Dr. Rıza Nur'un yanıtı isabetli oldu: muttefiklere yönelik , Bu adamların sefiliklerle yaşamalarına siz sebep oldunuz dedi.

Petros Nesturilerin tamamile mağbun olacaklarını anlayarak bir taslakta yine Nesturi ülkesinin kurulmasına ısrar ederek bu ülkenin kurulacağı halde İngilizlerin işgalinde olan Irak'la Türkiye arasında tampon bölge olarak olacaklarını vurguladı. Ama İngilizlerin ortadoğu siyaseti Nesturilerin aleyhine dönmüştür ve siyaset kulislerinde Nesturi devletinin kurulması durumunda Kürt devletin kurulmamasına sebep olmayacağını konuşulurdu. Nihayet Nesturilerin tüm çabalarına rağmen mağlup Türkiye istediklerini galip ülkelerine yedirdi[18]. Hiç bir toplantıda konuşmaya hak alınmayan İran da önemli olan topraklarının kayb etmemesinden hoşnut olarak derin bir nefes aldı.

 Zaman geçtikçe İran devleti bölgeden kaçan Nesturilere genel aff vererek yavaş yavaş multeciler Urmiye ve Salmas'a geri döndüler. Bir kaç sene sessizlikle yaşamayan Nesturiler yavaş yavaş normal yaşamlarına döndüler. Şimdilik İran'ın tümünde en fazla 20 bin kişi Nesturi kökenli ; Asori adı altında yaşamaktalar.

 



[1]  Araştırmacı- yazar: Azeran enstitusu başkanı; Urmiye; İran

tohidmelikzade@yahoo.com

[2]  Bu konuda bakınız: Melikzade, Tohid,Güney Azerbaycan birinci dünya müharibesi illerinde- soyqırım, Bakı,2010

[3] اخوان، صفا، ایران و جنگ جهانی اول ( مجموعه مقالات سمینار) ، مرکز اسناد و تاریخ دیپلماسی، چاپ اول، 1380 تهران، ص 444

[4] شماره سند 1546 کارتن 66 پرونده 7 به تاریخ 23  صفر 1337 نامه ممتازالسلطنه به وزارت خارجه ایران، گزیده اسناد ایران و عثمانی، جلد هفتم، ص: 832

[5] ایران درآستانه رویارویی با تمدن غرب

تاریخ مقام ایران_کتاب دهم_موسسه پژوهشی و مطالعات فرهنگی تابستان1375 تهران، 101

[6] اولسون، میلیام جی، روابط ایران و انگلیس در جنگ جهانی اول، ترجمه حسن زنگنه، نشر شیرازه،تهران1380، ص388

[7]اولسون، میلیام جی، روابط ایران و انگلیس در جنگ جهانی اول، ترجمه حسن زنگنه، نشر شیرازه،تهران1380، ص389

[8] Anzerlioğlu,Nasturiler: ankara 2000. S: 98

[9] اخوان، صفا، ایران و جنگ جهانی اول ( مجموعه مقالات سمینار) ، مرکز اسناد و تاریخ دیپلماسی، چاپ اول، 1380 تهران، ص 449

[10] اخوان، صفا، ایران و جنگ جهانی اول ( مجموعه مقالات سمینار) ، مرکز اسناد و تاریخ دیپلماسی، چاپ اول، 1380 تهران، ص 451

[11] اخوان، صفا، ایران و جنگ جهانی اول ( مجموعه مقالات سمینار) ، مرکز اسناد و تاریخ دیپلماسی، چاپ اول، 1380 تهران، ص 451

[12] Anzerlioğlu,Nasturiler: ankara 2000. S: 98

[13] Anzerlioğlu,Nasturiler: ankara 2000. S: 120

[14] انصاری، عبدالحسین مسعود، زندگی من و نگاهی به تاریخ معاصر ایران و جهان ، چاپ اول، ص 297

[15] انصاری، عبدالحسین مسعود، زندگی من و نگاهی به تاریخ معاصر ایران و جهان ، چاپ اول، ص 297

[16] زندفر، فریدون، ایران و جامعه ملل، تهران نشر شیرازه، چاپ اول 1377 ،ص 102

[17] Anzerlioğlu,Nasturiler: ankara 2000. S: 117

[18] Gabriele Yonan; Asur soykirimi. Erlo Sever.Istanbul. prence yayinlari; 1999 s: 98

۹۴/۱۱/۰۹
توحید ملک زاده دیلمقانی